Dünyamız hasta oldu ve bu noktaya getiren de bizlerin bencil davranışları…
Her birimiz bununla ilgili bir sınavdan geçiyoruz. Sosyal hayatımıza bir süre ara vermiş olduk. Göz yumduklarımız, sessiz kaldıklarımız, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın tarzındaki davranışlarımız bizleri evlerimizde zaman geçirmeye mecbur kıldı. Benim esas değinmek istediğim; tembelliğe alışıp üretmeyi unutuyor olmak. Bence böyle giderse biz koronadan değil tembellikten bir sona ulaşırız. Çalışmadan yorulmadan hayatın bir anlamı olabilir mi?
Ülke ekonomimiz için devlet büyüklerimiz tedbirler alıyorlar ama bireysel olarak geleceğimiz için bu süreçte de üretmeye devam etmeliyiz. Ancak kendimizi zorlayarak gelişimimizi sağlayabiliriz. Nasıl mı?
Yoğunlaşarak kitap okuyalım (altını çizelim, not tutalım, özet çıkaralım)
Yemek yapalım (mutfakta yeni lezzetler için zaman geçirelim)
İnançlarımız doğrultusunda ibadet ve dua edelim (ben size Hz. Mevlana’nın Mesnevisi’ni önerebilrim)
Temizlik yapabilir, hazır bahar da gelmişken güneşli günlerde temiz pencerelerimizden dışarıyı izleyebiliriz.
Mesleğimizle ilgili dijital ortamlarda araştırma yapabilir, teknik anlamda kendimizi geliştirebiliriz.
Yeteneklerimizi keşfetmeye çalışabiliriz. Örneğin; maketten gemi yapabilir, el işi örebilir sevdiklerimize hediye edebiliriz ya da resimler yapabilir duvarlarımızı süsleyebiliriz. Hem korona günlerinden bize hatıra kalmış olur gerçi hatırlamak ister miyiz bilmiyorum! :)
Çocukalarımızla EBA TV’yi izleyerek hem onları derslerine teşvik etmiş oluruz hem de kendi bilgilerimizi tazelemiş oluruz.
Sevdiklerimizden uzun süre hiç ayrılmadan saatler geçirmek ilişkilerimize zarar verebilir. Bu yüzden evlerimizde küçük de olsa kendimizle başbaşa kalabileceğimiz alanlar oluşturalım.
Bu liste daha uzayabilir. Her birimizin tembelliğe alışmadan bu süreci atlatacağını ümit etmek istiyorum. Ve Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözüyle yazımı bitirmek istiyorum.
“Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar." Mustafa Kemal Atatürk
Çiğdem Dedeoğlu
Kurucu Başkan / Yaratıcı Yönetmen
